23 Kasım 2016’da Agos Öğrencilerle sayfasını hazırlayan Karagözyan Okulu altıncı ve yedinci sınıf öğrencilerinin katılımıyla bir Hafıza Yürüyüşü gerçekleştirdik. Bu Hafıza Yürüyüşü, çocukların katılımcısı olduğu ilk Hafıza Yürüyüşü’ydü. Etkinliğe katılan çocuklar, Hafıza Yürüyüşü deneyimlerini kaleme aldılar. Bu yazıları da 23 Kasım 2016 tarihinde Agos‘ta yayınlandı.
“Çocuk Gazeteciler Hafızanın İzinde” başlıklı yazıya buradan ulaşabilirsiniz. 📰
Yürüyüşe katılan 8 çocuk gazeteci, Thunder ve Birds olmak üzere 2 gruba ayrıldı. Grupların deneyimlerini, kendi aktarımlarıyla aşağıda bulabilirsiniz.
Çocuklarla, Hafıza Yürüyüşü’nü hayata geçirmek Karakutu ekibi olarak bizim için de çok keyifli ve bir o kadar da öğretici bir deneyim oldu. Başka çocuklarla yeni Hafıza Yürüyüşleri gerçekleştirmek için çalışmalara başladık bile!
Birds’ün yaşadıkları
Dença-Tara-Vanessa-Alen
Karakutu ekibinin hazırlamış olduğu “Hafıza Yürüyüşü”’ne çocuklar olarak ilk defa biz katıldık. Güzel bir deneyimdi. Şimdi Birds grubu olarak deneyimlerimiz:
İlk birleşme yerinde çok oyalandığımız için koşarak başladık. Sonra bize verilen bilmece sayesinde (yarım harfler) Yeşilçam Sokak’ı bulduk. Yeşilçam Sokak’ta Nubar Terziyan hakkında bilgi edindik ve Adile Naşit in Ermeni olduğunu öğrendik. Sonra bir paragraf şeklindeki bilmecemizi aldık. O bilmeceden “Vatikan Konsolosluğu”’nu bulduk. Kağıtta “dünyanın en küçük ülkesinin adına bir bina yapmışlar” diyordu. En son internetten baktık, “elma ağacı” diyordu oradan binanın Elmadağ’da olduğunu çıkarttık. Hristiyan mültecilerin eğitim görmesi için konsolosluğun içine Don Bosco’nun tarafından kurulan bir okulmuş aradığımız. Okuldan çıktık sıra yapboza, yani sıradaki bilmecemize gelmişti. Yapbozu çözmek için bir kopyamız vardı. Kenarda “123” olan bir bina numarası yazıyordu. Bulamayınca yardım aldık… Pastaneymiş orası. Yapbozun yazılı parçalarını bulduk. Arma Pastanesi çıktı. Sonra yine yola koyulduk. Kaldırımlara oturuyorduk şifreleri çözerken. Don Bosco’ya gitmeden önce parka gitmiştik. Yolda Surp Agop Hastanesinin üstünde Ermeni bayrağı vardı. Bayraktaki turuncu da kayısı demekmiş. (İki tane varmış Ermenistan bayrağı Türkiye’de. Biri Surp Agop’ta biri de İstinye’de. )
Sonra Gomidas Vartabed’in evini gördük. Oradan çıktık pastaneye gittik. Din dersinde öğrendik ki Hz. İsa’nın zamanında paskalya bayramının adı paskalya değilmiş ve İsa’nın dirilişi olarak kutlanmıyormuş. Gittiğimiz pastanenin de en meşhur şeyi Paskalya çöreğiymiş. Orada paskalyayla ilgili bir şeyler dinledik. Paskalya’da kutlanan farklı olaylardan biri de Ara Şamiram efsanesindeki Ara’nın dirilmeyişiymiş.
Son durağa giderken şifrede L ve S harfleri vardı. Harfleri saymaya başladık. Ermenice ‘Gülümseme’ çıktı. Ermenicesini düşündük. Bilmecede “dört harfli ve kız çocuklarına koyulan bir isim” de deniliyordu. Biz de ‘Jbid’ (gülümseme) dedik. Ve Jbid çocuk dergisine doğru yola çıktık.
Tunder’ın yaşadıkları
Deni- Herman -Kris-Melik
İlk başladığımız yerde, ilk bulmacamız puzzledı ve bizi Şişli Spor’a götürüyordu. Şişli Spor’a gidince Vahram Papazyan ve Mıgırdiç Mıgıryan adında iki kişinin 1912 Stockholm Olimpiyatları’na katıldığını öğrendik, birinin durumu daha iyiymiş (Vahram Papazyan), diğerinin durumu o kadar iyi olmadığı için gitmekte zorlanmış. Papazyan, Osmanlı bayrağı olmadığı için “ben yarışmam eve dönerim” demiş, sonra onlar da bayrak asmışlar. Şişli Spor’un ilk adı Nor Şişli imiş. Kara Kutu bu işi (hafıza yürüyüşlerini) yapıyor.
2. adımda Asprin kutusu bizim ipucumuzdu, gideceğimiz yer “Bayer Apartmanı” idi ve Kris burayı internetten buldu. Burada Hintliyan Okulu’nu bulduk, Ohannes Hintliyan’ın kurduğu okul müzik ve eğlenceli aktiviteler yaparak eğitim vermektedir ve kiradan dolayı 10 defa bina değiştirmiştir. Kalus Malatyan da bu okula maddi olarak yardım etmiş. Okul ilk olarak sadece erkeklere eğitim veriyormuş, daha sonra 1925 yılında hem kızlar ve hem erkekler gitmeye başlamıştır. Okulun Nişantaşı’ndaki binasını da yüksek mimar olan Rükneddin Güney yapmıştır. Bu okulda öğrencilerin çok başarılı olması için eğlenceli dersler yapılıyormuş ve orada o dersler haricinde dikiş dikmek vs. öğretiliyormuş.
Bu okuldan sonra eksik harflerle bir şifre verildi bize, öncelikle çok farklı kelimeler bulduk ama sonra “Urartu Başkenti” yazısını bulduk ama Urartu’nun başkenti Tuşba, Van’da olduğu için Van’a gitmedik, çünkü rotamızda yoktu : ) Biz de internetten bularak Tuşba Mezecisi’ne gittik ve biz o mezeciyi fazla dinlemedik ama oradaki bilmeceyi de güzel bir şekilde yaptık. Oradaki bulmacayı bulduğumuz zaman “Jdal” dan “Jbide” gittik. Ve bu noktada diğer ekip ile buluştuk.